FOTOLAR

1 Ekim 2014 Çarşamba

Emziren anne, anne sütü eşittir daha sağlıklı bir bebek

Kimi annenin kabusu, kimi annenin özlemi, kimi annenin ise vazgeçilmezidir "EMZİRME".

Ve benim hiç anlamadığım bir durumdur, kendi bedenini düşündüğü için EMZİRMEYEN anne.

Anne olan bilir, aksi bir durum olmadığı takdirde ( sütün gelmemesi, hastalık durumu vs.) bebek ile anne arasında en sıkı bağların kurulduğu anlardır emzirme anları.
Bebeğin ilk doğduğu andan itibaren emme refleksi ile doğup rahat ettiği belkide tek yerdir.
Hasta olduğunda, ağladığında... tek huzur bulduğu yerdir oysa ki. Hele ki anne sütüyle beslenen çocukların daha az hastalandığını bir çok çalışma kanıtlamıştır. 



Bedenime ve sağlığım elverdiğince 3 çocuğumuda emzirdim. Hatta üç numara daha yeni doğduğu için halen daha emziriyorum ve inşallah mümkün olduğunca da emzirmeye devam edeceğim. İlk oğlumda 6.5 ay emzirebilmiştim. Maalesef işe geri dönmem ile birlikte o emmeyi daha çabuk bıraktı. İkinci oğlumda 14 ay emzirdim. O ise, işe gitsemde dönüşümde beni heyecanla bekliyor ve bu mutluluğu bana yaşatıyordu. Ne zaman dişleri çıktı ve dişiyle çiğnemeye başladı o zaman yavaş yavaş dur demek zorunda kaldım. Yoksa meme ucu kopması yaşayabilirdim. Şimdi ise minik oğlum 5. ayını bitiriyor ve şükürler olsun hala emiyor. Bir ara gün içinde sürekli emdiğinden sütüm azalıyor, onu doyurmuyordu ve dolayısıyla istemesemde arada az az ek mama veriyordum fakat belli bir süre sonra ek mamayı(biberonu) reddetti ve sırf memeye döndü şükürler olsun.

Zorlukları yok mu? Var. Gece her uyandığında emzirmek, emzirme sürelerini takip etmek. Ummadığınız bir anda, bir yerde emzirmek durumunda kalmak. Meme ucunuzun yara olması gibi gibi...Ama bunlar çözümü olmayan, bahanesi olan şeyler değil. Sonra inanın bugünleri çok arıyorsunuz ne kadar zorluk çekmiş olursanız olun.

Emzirme konusunda hiç çekinmedim. Zaten şu anda emzirme örtülerinin yardımıyla heryerde kolaylıkla emzirebiliyoruz. Bebeğimizin ihtiyacını karşılamak toplum içinde emzirmemize engel olmamalıdır diye düşünüyorum. Ben artık üç çocuk tecrübesiyle zaten heryerde herşekilde emzirir duruma geldim. Yeter ki bebeğim beslenmesinden geri kalıp ağlama krizine girmesin. Gün içerisinde uyuyup uyanıp sürekli emdiğinden pompa ile sağıp depolama şansım olmuyor ki eve bırakıp bir yere gidebileyim. Eğer ki sütünüz fazla fazla geliyorsa mutlaka sağıp depolayın derim. Faydasını görürsünüz mutlaka. Ayrıca sütünüzün fazla gelip göğsünüzde kalması ise sizde ateşe ve titremeye neden olabilir.

Sütüm çok az diyen annelere ise önereceğim şudur ki, damla halinde bile gelse bebeğinizi memenizden ayrı tutmayın. Alacağı bir kaç damla sütün onun sağlığında etkisi mutlaka olacaktır.

Sütü gelmediği için emziremeyen annelerimize ise şunu diyebilirim, başta sürekli deneyin. Gelmiyor diye bırakmayın. Baktınız artık gerçekten hiç gelmiyor ve siz elinizden geleni yaptınız ( süt arttırmak için doğru beslenme ve dinlenme), üzülmeyin demmekki böylesi nasipmiş.

Bu yazımı bu haftaya özel yazmak istedim. Medyada görmüşsünüzdür. 1-7 Ekim haftası Emzirme Haftası olarak kutlanıyor ve çeşitli etkinlikler düzenlenyor.

Aşağıda Türk Pediatri Kurumunun yapmış olduğu bir yayından alıntıyı sizinle paylaşmak istedim :

"Bu çok özel haftanın önemi vesilesi ile anne sütünün sayılamayacak kadar fazla olan faydalarını da bilerek 10 temel noktaya dikkat çekmek istedik:

  • Emzirmeye doğumu izleyen dakikalar içerisinde başlanmalı ve gün içerisinde çocuk gereksinim duydukça da devam edilmeldir.

  • Anne sütü, yenidoğan ve süt çocukları için ideal bir besindir. Bu dönemdeki çocukların gelişmesi için ihtiyacı olan tüm besin öğelerini içerir.

  • Emzirme anne sağlığı açısından da çok önemlidir. Meme ve over kanserlerinin oluşum sıklığını azaltır. Ayrıca emziren anneler doğum öncesi kilosuna hem daha kısa sürede hem de daha sağlıklı bir biçimde dönebilir.

  • Anne sütü ile beslenmenin çocuk sağlığına uzun dönemde de faydaları vardır. Erişkin dönemde hem hiperkolestrolemi hem de hipertansiyon anne sütü ile beslenenlerde daha az görülür. Ayrıca Tip-2 diyabete, obeziteye ve metabolik sendroma bilindiği üzere anne sütü ile beslenen çocuklarda daha az sıklıkla rastlanır.

  • Formula ile beslenmenin önerilmemesinin bir nedeni de içme suyuyla bulaşan hastalıkların sıklığının daha fazla rastlanmasıdır. Bu anlamda anne sütü daha hijyenik bir besin öğesidir. Ayrıca mama hazırlama aşamasında yapılabilecek hataların önüne geçilmiş olur. Bilindiği üzere fazla seyreltilerek hazırlanan mamalar malnütrisyona neden olabilecekken daha kıvamlı hazırlanan mamalar da osmotik ishale ve sindirim sistemi kanamalarına neden olabilmektedir. Yine özellikle son yıllarda artan besin allerjilerinin oluşma sıklığı standart formulalarla beslenen bebeklerde daha fazladır.

  • Çocukla annenin arasındaki sosyal bağın gelişiminde ve ileride oluşabilecek psikiatrik hastalıkların önlenmesinde anne sütü ile beslenmenin olumlu katkıları bulunmaktadır. Bilindiği üzere otizm anne sütü ile beslenen bebeklerde daha az sıklıkta görülmektedir.

  • Anne sütü içerdiği immunglobulinler nedeniyle çocukluk yaş grubundaki ölümlerin en sık iki nedeni olan diyare ve pnomoniden de korur. Ayrıca bir çok viral hastalık anne sütü ile beslenen bebeklerde formula ile beslenenlere göre daha az oranda görülür.

  • Formula ile beslenen bebekler daha fazla antijene maruz kalırlar ve otoimmun hastalıklar anne sütü ile beslenenlerden daha fazladır.

  • Özellikle erken doğan doğan bebeklerde doğum haftasına göre her annenin sahip olduğu süt kendi çocuğu için ideal besinleri ve osmotik yükü içerir. Bu da gelişmesi muhtemel bazı sorunlardan bebeği koruyucu özelliktedir (nekrotizan enterokolit, malnutrisyon...).
Anne sütü hem ulaşılabilirlik hem de maaliyet açısından üstün bir besin kaynağıdır."


Bir diğer yeni araştırma ise 2014 yılı içinde Lansinoh firmasının yapmış olduğu detaylı emzirme araştırması. Bu araştırmaya buradaki linkden ulaşabilirsiniz. Dünya genelindeki annelerin farklı emzirme deneyimleri ve yaklaşımları açık bir şekilde sunulmuştur.
İncelemenizi tavsiye ederim.

Sevgiyle kalın
Didem


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz için teşekkürler. Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle. :)
Didem Basmacı